Bağışıklık Nedir?
Sağlıklı bir vücut; karşılaştığı hastalık etkenleriyle ve yabancı maddelerle çoğunlukla biz farkında olmadan başeder. Mikroplarla başedemediğimiz durumlarda da "hasta" oluruz.Vücudumuzun içinde bağışıklık sistemi adı verilen bir savunma mekanizması vardır. Bağışıklık sistemi insanları "mikrop" diye tanımlanan, enfeksiyona yol açabilen virus, bakteri, mantar ve parazit gibi mikrororganizmaların zarar verici etkilerine karşı korur. Bağışıklık sisteminin görevi öncelikle mikropların vücuda girmelerini engellemek veya girer ise vücuda girdikleri yerde yutmak, yayılmalarını engellemek ya da geciktirmektir.Vücut, kendisine yabancı mikropların yapısını tanımladıktan sonra bu yapıları etkisiz hale getirebilecek savunma cisimcikleri oluşturur. Bu savunma cisimciklerine de antikor denir.
Yararlı ve Zararlı Mikroskobik Canlılar Nelerdir?
Yararlı bakteriler sütten yoğurt, peynir veya yağ yapılmasını, hamurun mayalanmasını, üzümden sirke yapılmasını, turşunun mayalanmasını sağlarlar. Ayrıca toprakta yaşayan bazı bakteriler hayvan ve bitki artıklarının çürümesini sağlar.
Zararlı bakteriler ise hastalıklara yol açar. İnsanlarda üst solunum yolu enfeksiyonları, verem, kolera, zatürree, tifüs, tifo, ülser, veba, idrar yolu iltihabı, tetanos, difteri, cüzam, tüberküloz, şarbon, bel soğukluğu, frengi dizanteri gibi hastalıklara neden olur. Ayrıca bakteriler besinlerin küflenip çürümesine de sebep olurlar.
(Açıkta bırakılan sebze ve meyveler çürür, et kokar, yoğurt ve süt ekşir, ekmek küflenir).
Vücudumuz Bu Canlılardan Kendini Hangi Yollarla Korur?
Zararlı mikroorganizmalara karşı vücudu öncelikle bağışıklık sistemi korur. Bağışıklık sistemi (lenf düğümleri, dalak ve timüs) öncelikle mikroorganizmaların vücuda girmesini önlemeye, vücuda giren mikroorganizmaları ise bulundukları yerde tutarak yayılmalarını engellemeye ve öldürmeye çalışır.Vücudun kendini koruması ile ilgili örnekler şunlardır:
• Deri, vücudu koruyan tabakadır. Deride yaralanma olmazsa vücuda mikrop giremez.
• Kulak yolunda mikropları tutan kulak kiri salgısı üretilir.
• Burundaki sümük bezleri, mikropları tutan sümük salgısı üretir.
• Soluk borusundaki titrek tüylü hücreler ve buradan salgılana salgı, mikropları tutar ve balgam ile dışarı atar.
• Tükürük, mide öz suyunda bulunan mide asidi ve bağırsak salgılar besinlerle gelen mikropları öldürür.
• Gözyaşı, mikropların göze girmesini önler.
• Vücuda giren mikroplar idrar ve dışkı yoluyla vücut dışına atılır.
• Kandaki akyuvarlar hücreleri vücuda giren mikroplarla savaşır.
• Lenf düğümlerinde (bademcik ve timüs bezi) kemik iliğinde, karaciğerde, dalakta ve hipofiz bezinde üretilen hücreler mikroplarla savaşır, onları içine alarak parçalar.
• (Sindirim ve solunum sisteminin iç yüzeyindeki mukus, mikropların buralarda yaşamasını önler).
• (Akyuvarlar mikroplara karşı antikor, toksinlere karşı antitoksin salgılarını üreterek ya da onları içine alıp parçalayarak savaşır).
Mikrop (Bakteri) nedir ?
Birçok insan bakteri olarak da bilinen mikroorganizma (mikrop)'lara aşinadır. Mikropları yeryüzünde toprak,su,kaya,bitki,hayvan ve hatta insanlarda bulunurlar. Ölümden sonra bütünyaşayan organizmalar ana elementleri olan su, karbon, nitrojen, fosfat ve iz elementlerine ayrışırlar.
Bu prosese bioremidasyon adı verilir. Altı milyon organik molekulun geri dönüşümü ortalama bir milyon adet bakteri gerektirir.
Mikroplar gibi basit formdaki canlıları tarif etmek zordur. O kadar küçüktürlerki onları görebilmek için çok güçlü mikroskoplara ihtiyaç vardır. Mikropların çürüme, fermantasyon ve hastalıkların kimyasal etmeni olduğunu öğrenmek ancak mikroskopların gelişimi ile mümkün oldu.
Mikroplar dünyadaki ilkel tek hücreli organizmalardır. Genelde üç ana formda bulunurlar, bunlar; round (coccus), rod (bacillus) ve spiral (spirillum)'dur.
Samanyolu Galaksisi'nin içinde Dünyamız'ın bulunduğu yer okla gösteriliyor
Yıldızları biz uzaktan bakınca beşgen ya da altıgen görürüz. Ama aslında yıldızlar da bizim Güneşimiz gibi küre şeklindedir.
Güneş'in dış yüzeyindeki sıcaklık 6000 derece, içindeki sıcaklık ise 12 milyon derecedir.
Güneşimiz eğer bizim Dünyamız'a gereğinden fazla yakın olşaydı, Dünyamız bayağı ter dökerdi hatta erirdi. Tüm bu hassas dengeler Allah'ın kontrolündedir.
Dünyamız'ın üzerinde yere basabilmemiz, yürüyor, koşuyor olabilmemiz Allah'ın çok hassas dengeleri tasarlaması ve kontrolünde tutması sayesinde mümkün olmaktadır.
Gezegenler
Kuyruklu yıldız